Yardım |
Arama |
Bugünkü Mesajlar |
Cevapla |
|
Seçenekler |
#1
|
||||
|
||||
![]() Nurhayat Calışkan Akcetin, “Emmanuel Levinas: İlk Felsefe Olarak Etik”, Doktora Tezi, Ataturk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Felsefe Anabilim Dalı, Tez Yoneticisi: Doc. Dr. Sebahattin Cevikbaş, Erzurum, 2011 Ozet Bu calışmada, Levinas’ın duşuncesini etkileyen felsefi ve dini kaynakların yanı sıra hem onun duşuncesini daha iyi anlamamızı sağlayan temel kavram ve sorunları hem de ilk felsefe olarak etik anlayışını ve ahlak siyaset ilişkisini inceledik. Levinas felsefesinin ozu, Başka insanın humanizmidir. Levinas kendi felsefesini istencin ozgurluğunden daha eski olan bir ozgurluğe kapı aralama cabası olarak tanımlar. Boyle bir felsefe değerler uzerinden ya da daha doğrusu etik uzerinden yapılır. Levinas, etik’i ontolojiden ayrıştırıp onu felsefenin sıradan bir disiplini olmaktan cıkarır. Boylece etik tum felsefenin kendinde temellendiği bir ilk felsefe haline gelir. Ona gore etik, başka(sı) ile ‘karşılaşma’ ya da başkasını ‘buyur ediş’tir. Bu etik, ‘kendi’ni başkasına feda etme ya da ‘kendi’ni başka herkesten daha suclu ve sorumlu gorme esasına dayanan bir etik olarak karşımıza cıkar. Bu nedenle etik, başkasıyla ilişkidir ve etiğin anlamı başkasına karşı sorumluluk cercevesinde ortaya konulur. Dolayısıyla etik bir ilişki, birinden faydalanmayı değil kendini birisi icin yararlı hale getirmeyi icerir. Levinas’ta etiğin başkasıyla ilişki olarak gorulmesi sosyalliktir ve ona gore dunyada uc kişi olduğu anda, başkasıyla kurulan ahlaki ilişki siyasi bir nitelik kazanır. PDF-cs • 1.63 MB [Sadece kayıtlı ve aktif kullanıcılar bağlantıları görebilir. ] |